Her ne kadar mutluluğun tanımı kişiden kişiye göre değişiklik gösterse de hepimizin yaşamdan tek beklentisi MUTLU olmaktır. Bazıları için hayat çok kolaydır, bazıları için ise devamlı mücadele edilmesi gereken bir yerdir. Öyleyse bir bakın bakalım, anne ve babanız ilişkilerinde mutlular mı ya da mutlu muydular?
Birçoğumuz daha çocukluk döneminden itibaren annemizi ve babamızı eleştirerek geçiririz zamanımızı. En çok kullandığımız cümlelerden birisi ise ‘‘Asla annem veya babam gibi olmayacağım’’ cümlesidir. Zaman geçer, yetişkin bireyler oluruz. Derken bir de bakarız ki aslında anne-babamız ile neredeyse aynıyız.
Ebeveynlerimizin tüm enerjisi daha biz anne karnındayken bize akmaya başlar. Eğer onlar genel anlamda stresten uzak ve mutlu bir evlilik sürüyorlarsa, bu mutluluk enerjisi aynen çocuğa geçer. Tam tersiyse yani evlilik sorunlarla doluysa ve özellikle de anne kaygılar ve korkular içindeyse bu olumsuz enerjiler de çocuk tarafından aynen algılanır ve kendi de bu duygularla büyümeye başlar. Bu sürece doğduktan sonraki yaşananlar da eklenir ve bir süre sonra hayat çekilmez bir hal alır.
Anne-babamızdan bize akan enerjinin hayatımızın şekillenmesindeki etkisi tahmin edebileceğimizden de çoktur. Eğer siz de “Ben asla annem-babam gibi olmak istemiyorum” diyor, yaşadığınız hayatın sorumlusu olarak ailenizi görüyor ve çok zor yaşıyorsanız ailenizle ve yaşadığınız hayatla ilgili muhakkak bir bilinçaltı yolculuğu yapmanız gerekiyor demektir.
Aşk, evlilik, arkadaşlık ilişkilerinizde sıkıntı yaşıyorsanız yüksek ihtimal çocukluk döneminizde anne-babanızın sizin üzerinizde bıraktığı duygusal travmalar var ve siz farkında değilsiniz.
Bir ev hanımı eşinin uyguladığı şiddet ve baskıya hiçbir zaman ses çıkartmaz ve karşı durmayarak yaşadıklarını içine atar. Olan bitene şahit olan kız çocuğu annesine, kendini bu kadar ezdirdiği ve babasına hiçbir zaman karşı koymadığı için çok kızar, onu aciz ve korkak bulur. Annesine uygulanan şiddet ve baskıya her şahit olduğunda ‘‘Ben asla annem gibi olmayacağım’’ diye düşünür. Aradan yıllar geçer; Üniversiteyi bitirir, iyi bir işte çalışmaya başlar. Hiçbir zaman eşinden fiziksel şiddet veya baskı görmüyordur. Ancak eşinin devamlı onu aşağılamasına ve herkesin içinde küçümsemesine sesini çıkaramaz. Bilinçaltına yapılan yolculukta ortaya çıkan annesinin yaşadığı durum ile aynıdır: acizlik, küçük düşme, çaresizlik…
Sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir bebek sahibi olmak isteyen anne adayları, çocuklarının gelecekteki yaşamlarının da mutlu huzurlu devam etmesi için, anne olmaya karar vermeden önce veya hamilelik döneminde bilinçaltı temizliği yaptırarak geçmişteki olumsuzluklardan arınması gerekir. Böylece, anne-babanın sahip oldu tüm negatif enerjilerin çocuğa akmaması için olumsuz duygular ve enerji bağları kesilir. Dolayısıyla çocuk geçmişteki olumsuzluklardan tamamen arınmış ve kendi hayatını yaşayan birey olur.