Geçmişteki tüm yaşanmışlıklar bizim tüm hayatımızı etkilediği gibi iş hayatımızı da direk olarak etkiler.
Günümüzün oldukça önemli bir kısmını çalıştığımız iş yerinde geçiririz. İş ortamındaki motivasyonumuz, konsantrasyonumuz, performansımız, verilen sorumlulukları ne derece etkin ve verimli bir şekilde yerine getirdiğimiz ve iş arkadaşlarımızla iletişimimiz de bizim bilinçaltımızdaki kayıtlarla bağlantılıdır.
Geçmişte iş hayatıyla ilgili bilinçaltımıza yerleşmiş tüm olumsuz inanışlar da bizim başarımızı direk olarak etkileyen faktörler arasındadır. Kadın müdürle çalışılmaz, torpilin yoksa yerinde sayarsın, terfi için göz boyamak lazım, ne kadar ekmek o kadar köfte gibi basit görünen inanışlar bile kişinin tüm iş hayatını etkiler.
Herkesin kendine has kişisel özellikleri vardır. Bu özelliklere yetişme koşulları ve eğitim faktörü de eklenince her birey başlı başına bir çalışma konusu demektir. Genel olarak verilen eğitimler kişi için elbette faydalıdır fakat yaşantımızın %13’ünü üst beyin hücrelerinin %87’sini de alt beyin hücrelerinin yani bilinçaltının şekillendirdiği düşünüldüğünde bu eğitimlerin direk faydası maalesef beklenildiği kadar yüksek olamayabiliyor. Çünkü kişinin bilinçaltındaki olumsuzluklar verilen eğitimin algılanışına direk etki ediyor.
Bu durumda;
- Bilinçaltının nasıl çalıştığıyla ilgili bireylerin bilgilendirilmesini amaçlayan eğitimlerin verilmesi gerekir. Böylece kişiler ciddi bir farkındalığa sahip olacak ve bu yönde hayatlarını şekillendirecekler. Dolayısıyla da bu farkındalık ve değişim kişinin iş hayatındaki performansına olumlu olarak yansıyacak. Sonuçta hem çalışan hem de işveren kazanmış olacak.
- Özellikle yönetici pozisyonlarındaki kişiler için ‘şu şu yönlerden çok iyi ama şu yönlerden de kendisini aşması lazım’ deriz. Bu eksiklikler bazen kişinin daha üst pozisyonlara taşınmasına bile engel olabilir. Bu gibi özel durumlarda, kişinin eksikliğine yönelik yapılan bireysel bilinçaltı çalışmalarıyla kişinin bu olumsuzluklardan arınması bir diğer pozisyona hazırlanması sağlanır. Dolayısıyla yine hem çalışan hem de işveren kazanmış olur.
- Çalışma hayatındaki üst düzey yöneticiler ciddi anlamda stres içindedirler. Hem rekabetçi iş hayatı hem de ekip yönetimi kişileri yorar, motivasyonlarını ve konsantrasyonlarını düşürür. İş hayatıyla ilgili kaygılarla birlikte hayat artık onlar için çekilmez bir hale gelir. Dolayısıyla kişilerin içindeki stresin temizlenmesine yönelik yapılan bilinçaltı çalışmalarıyla bireyin hem yaşam kalitesi hem de iş performansı artar. Dolayısıyla yine hem çalışan hem de işveren kazanmış olur.